© Ahmet Bülent Tan

Balıklı Göl ve Haldizen Dağları
Haldizen Dağları Trabzon ili Çaykara İlçesi Demirkapı Köyü sınırları içindedir. Yedi göller bölgesi olarak da anılan bölgede irili ufaklı on taneye yakın buzul gölü bulunmaktadır. Demirkapı, kuzey doğusunda Anzer Yaylası, doğusunda Bayburt ile komşudur. Köy yazın dolu olmasına karşın kışın, hayvancılık ile uğraşan, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar aile ikamet etmektedir. Bölge yaban hayatı bakımından da oldukça zengindir. Bölgede ki göller iki hatta bulunmaktadır. Birinci hat, Demirkapı Geçidi hattı, bu grupta Büyük Yayla’ dan sonra, yürüyerek, en yakın göl 3 km olan Pir Ömer Gölü, Buzul Gölü, Kara Göl vb. gölleri bulunmaktadır. İkinci hatta ise 8 km ile ilk göl Balıklı Göl, Kara Göl, Aygır Gölü, Sarı Çiçek Gölü ve bir çok küçük göletler bulunmaktadır. Bölge kış aylarında tamamen kar altında olup, köy yolundan ulaşım sağlanamamaktadır.
Trabzon’dan çıktıktan bir buçuk saat sonra Uzun Göl’e ulaşmıştık. Demirkapı Köyü bulunduğumuz noktaya 18 km idi. Fakat yol karla kaplı yer yer tekerlek izleri vardı. Köye 2 km yolumuz kalmıştı ki artık aracın altı tamamen kar doldu ve yolda ters yöne döndü. Neredeyse şafak sökmek üzereydi ve aracı çok erkende olsa terk etme vakti gelmişti. Sırt çantaları son kez kontrol edildi ve yola revan olundu. Sabahın ilk ışıkları ile köyün girişine varmıştık. Ve bizi ilk sürpriz karşıladı, büyük bir çığ kitlesi köyün girişini hayli kapatmıştı. Gerekli önlemler alınıp ve mesafeler ayarlandıktan sonra yeniden yola revan olduk. Yavaş yavaş tırmanmaya başlamıştık, köyün dışına çıktıktan sonra güneşte kendini göstermeye başladı. Yaklaşık 8 km yolumuz vardı, her yer karla kaplıydı, biz yol ile gitmeyeceğimiz için kestirme yol çizildi çığ gelme ihtimali olan yerler belirlendi rota tamamdı, yaklaşık 5 km yolumuz vardı. Çığ tehlikesi için kar ölçümleri yapıldı ve mesafeler ayarlanarak öncü olan Fazlı arkadaşımızın liderliğinde intikal başladı.
Soğuk ve güneş yanıkları için tedbirler alınmasına karşın çok zor bir yürüyüşün sonunda kamp alanına varmıştık. Gördüklerimiz karşısında adeta nutkumuz tutulmuştu. Yardımlaşarak çadırlar kuruldu. Yemekler yenildi. Akşam fotoğrafları için hazırlıklar yapıldı. Çok güzel çekimler yapmıştık. Gece çay ve sohbet faslı başlamıştı ki rüzgar şiddetini gittikçe arttırmaya başladı ve sıcaklık git gide eksi 10 ile 15 arasında düşüşler göstermeye başladı. Zayıf olan çadırlardan biri patlayınca içindeki arkadaşlar boşaltılarak benim çadırıma misafir oldular.
Çok zor bir geceydi daha da kötüsü ekipte bir arkadaşımızın ayağını ne yapsak ısıtamıyorduk ve birimiz hariç diğer ekip yüksek irtifa için çok acemiydi. Aslında en kötüsü buydu ve şunu çok iyi biliyordum ki dağda panik büyük kayıplara sebep olabilir. Neyse ki Fazlı dost gece 23.00 sularında o ayakları bir şekilde ısıttı ve yattık. Yarı uyanık yarı uyur bir gecenin ardından yine şafak sökmüştü. İlk ben çıktım çadırdan ve şöyle bağırdım ” mükemmel bir sabah kalkın tembeller” Oysaki bazılarımız doğru düzgün uyumamıştı bile.
Çadırlarımızın içinde yüklük kısmında donan botlarımızı güneşe koyduktan sonra ayaklarıma sardığım giysiler ile fotoğraf çekip kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum.
Sevgili fotoğraf severler fotoğrafın hemen ön kısmında bulunan çadırların hemen arkasında Balıklı Göl, Haldizen Dağları ve Kara Göl aşıtı bulunmaktadır.
İyi seyirler diliyorum…