10 votes, average: 5,00 out of 510 votes, average: 5,00 out of 510 votes, average: 5,00 out of 510 votes, average: 5,00 out of 510 votes, average: 5,00 out of 5 (10 kişi puanladı, toplam puan: 5,00)
Puan vermek için giriş yapmalısınız.
Loading...
Yüzümde geçmiş yılların izleri © Sebahattin Demir

Fotoğrafa ulaşmak, yorum yazmak için lütfen tıklayınız.

Fotoğraf Emek İster

Sevgili Kristal.

Biliyor musunuz iyi fotoğraf büyük emek istiyor…

Aslında her şey ama her şey büyük emek istiyor. Güzel bir ev, park, doğa, otomobil, varlık… gibi maddi unsurlar olsun ya da; yaşam, huzur, mutluluk, ilişki, aşk… gibi duygular olsun her şeye ulaşmanın gerisinde yatan bilinçli emek vardır.

Şan da, şöhret de, zenginlik de, mutluluk da kendiliğinden gelmiyor.

Allah “yürü ya kulum” dediği için kimse durduk yere zenginleşmiyor; böyle derken büyük bir aldanış içerisindeyiz, söze yaratan karıştırıldığında susup kabulleniyoruz ama gerçek öyle değil Sevgili Kristal… İnsanlar, bilinçli emekle ulaşılıyor hedefine.

Siz hiç milli piyangodan büyük ikramiye çıkmış yoksul birisinin, varlığını sürdürebildiğini duydunuz mu? Ya da babadan kalma mirası bitirmeyen birey var mıdır? Sadece ehil/profesyonel ellerde yürütülen işletmeler varlıklarını devam ettirebiliyorlar değil mi?

İşte yaşamda karşılaştığımız örneklerde olduğu gibi, sanata dair eserler üretmede de verilen emeğin karşılığına ulaşılıyor.

Aslında burada ‘yetenek’ anlayışımız şekilleniyor ama inan ki Kristal ‘yetenek’ konusundaki söylemimiz önce inancımıza dönüşüyor, ardından becerimizin ‘varlığı veya yokluğu’ yönündeki şartlanmamız gerçeğe dönüşüyor. Gerçekte ‘yetenek’; ona verilen değer, istek, arzu ve merak doğrultusunda körelir ya da gelişir.

Siz hiç kendine güveni olmayan birinin başarıya ulaştığına, ya da inancı olan birinin mağlubiyetine tanık oldunuz mu?

Belki diyeceksiniz ki, “bu adam bunları niçin anlatıyor, fotoğrafla ne ilgisi var?” Haklısınız, açıklayayım.

Fotoğrafın sahibi Sebahattin Demir’in iyi fotoğrafa dair verdiği savaşın ve ulaştığı noktanın tanığıyım…

Fotoğraf sanatının gelişmesi için hiçbir maddi karşılık beklemeden gösterdiği çabanın, yeni bilgiler edinmek için koşuşturmasının ve bu fotoğraf serisi için verdiği emeğin farkındayım.

Ama en çok takdir ettiğim özelliği, edindiği bilgi ve becerileri paylaşımcı ruhudur, bunları sizlere anlatmam gerek…

Bu fotoğrafı sevgili kayınvalidesini ikna ederek, evinde kurduğu aynı ışık seti eşliğinde 5 farklı aydınlatma tekniği uygulayarak yapmıştır. Çalışma tekniği ve aldığı sonucu paylaştığı makalenin tümüne https://www.arthenos.com/5-farkli-portre-isik-seti-5-fotograf/ adresinde ulaşılabilir. Söz konusu çalışmanın, özellikle harici ışık kullananlar ve Chiaroscuro aydınlatma tekniğini merak edenler için önemli bir kaynak olduğunu söylemeliyim.

Sebahattin Hocanın bu seriye ait çalışmasının dördü renkli, bir tanesi ise gri tonlama. Hepsini çok sevdim ama renksiz olan bence en etkili olanı idi, niçin mi? Çünkü duygusal açıdan daha güçlü hissettim.

Bir gerçek var ki gözlerimiz fotoğrafta ilk önce en çok dikkat çeken; renk ve ışığı güçlü alan bölgelere bakar. Söz konusu fotoğrafta renksiz giysi ve çiçekler daha az dikkat çekiyor ve böylece ışığın güçlü olduğu alana yoğunlaşıyoruz. Yanaktaki gölge alanda da detayların belirgin oluşu ise izleyicinin büyüleyici ifadeyle daha güçlü bağ kurmasını destekliyor.

Fotoğraf bu özellikleriyle beni oldukça etkiledi. Ama asıl konumuz verilen emek ve varılan noktanın durumudur. Bilinçli emek her zaman karşılığını buluyor Sevgili Kristal… Bunun en canlı örneğini fotoğraf ortaya koyuyor.

Türk Fotoğrafının cengâverlerine ve beklentisiz katkılarda bulunanlara minnettarım. Selam paylaşımcı ruhla bizi geliştirip donatanlara gitsin…

Mikdat Besni

 

Mikdat Besni  #Masterfototim Editör

Bir yanıt yazın